21 Ekim 2008 Salı

ÖĞRENMEYE DEVAM EDİYORUZ

ÖĞRENMEYE DEVAM EDİYORUZ
Arıcılıkta arıcının zamanında yapması gereken işlemler.Ülkemizde yerel kaynaklar arıcılığımıza çoktan beri yetmiyor.Dış kaynaklara ve kültürlere baktığımızda,ülkemizde bir çok arıcı arkadaşımızda gereksiz işler yapmaktadır.Bu hatalar o kadar büyük riskler taşıyor kimsede farkında değil.Bu hatayı yapanlar birilerine örnek olmaya çalışan kitle olunca işimizin ne kadar zor olduğunu düşünün.Şimdi doğal yaşam sürdüren mağarada veya ağaç kovuklarında yaşayan arılara şurup ve kek veren var mı.Bunlar balları bol olduğu için yılardır o ortamda yaşamaya devam ederler.Bizlere de bir haller oldu,kış salkımına hazırlanan arılara kek vermeye başladık.Bunu hiç kimse mantıklı bir şekilde açıklayamaz.Keki niçin veriyorduk arılarımıza,yavru yaptırmak için.Peki kışa girerken bu kek neyin nesi.Bu zamanda verilen kek kovan içinde yavru faaliyetlerini başlatacak ,kış günü hastalıklara davetiye çıkaracaktır.Gerçekten besleme yapmak isteniyorsa koyu şurup verilmeli ve çıtaları balla bloke etmeliyiz.Yurt dışındakileri madem örnek alıp onların bizden daha ilerde olduğunu düşünüyorsak onların yolundan ilerlemeye devam etmeliyiz.Şimdi kek vermenin başka bir zararı daha var.Kovan yavruya yattığında hem işçi arıları zorlayacak ve içerde stokların azalmasına neden olacaktır.Çünkü verdiğiniz kekten çok fazlası içerde harcanacaktır.Zor şartlarda yavru üretmeye çalışan kovanın su ihtiyacı olacaktır,suya giden üç arıdan biriside ayrıca geri gelemeyecektir.Nedeni kovan içi sıcak olacak ihtiyaç için dışarı giden arı konduğu yerden kalkıp gelemeyecektir.Şimdi kış değil diyeceksiniz ama bu çünkü yumurta kasım ayında arı olacak ve 10-15 gün öncesi İç Anadolu dan buz resimleri vardı bazı bloklarda.Biz bu işleri yaparken elimizde bilimsel bir çalışmamı var,oda yok.Herkes kafasına göre bir şeyler yapma çabasında ve yaptıklarının nelere mal olacağını düşünende yok.Bir çok yerden yavru çürüğü haberleri alıyorum insanlar bunlara ilaç soruyor,ilaç arıcılığı adam gibi yapmaktan geçiyor.Yazımın başında dedim ya ülkemizdeki kaynaklar arıcıların ihtiyacını karşılamıyor diye.Bunlara birde malzeme üretip satanları da dahil edeyim.Kışın arıcılara kek üretip olayları körükleyenlerin başında gelirler.Bu sene çok tecrübeler kazandık.Arı ırkı ne olursa olsun bal sezonuna kuvvetli girdimi hepsi bal yaptı.Sorun arıyı bir arada tutmak.Almanya da bir arıcımızın olması bizi o kadar bilgi sahibi yapıyor ki.Keşke her yabancı ülkede bir Mehmet Yüksel olsaydı ama maalesef yok.Almanya’daki arıcılık kültürünü bedavaya bize aktardı.Yaptıkları tamamen mantıklı.Almanya da kış ve ilkbahar beslemesi diye bir şey yok.Temmuz ayı sonu son bal hasadı yapılıyor,hemen peşinden varova mücadelesi yapılıp hemen kek vermeye başlıyorlar.Bu keklemek o kadar önemli ki ben bile hala yeni yeni kavrıyorum hadiseyi.Arı başı boş bırakıldı mı öyle geri gidiyor ki anlatması çok zor.Nasip olursa göreceksiniz bir kovanım kata bal atıyor şu an.Geri giden arıyı öyle sonbaharda kış gelmiş bir iki kilo kekle adam edemezsiniz.Temmuzda keklenen arı son bahara güçlü giriyor bizim bu bölgelerde de eylülde falanda beslenmez zaten dışardan bal polen gelmekte.Almanya modelimize bakarsak orada eylül sonu karakıştır.Adamlar orada ne yapıyor,ellerinde karniyol diye bir arı var.Beslendiğinde atağa kalkan hızlı gelişen bir arı.Kekle besleyip besleyip kovan arı dolduğunda fireni de aşırı şurup vererek yapıyorlar.O kadar çok şurup veriyorsun ki arılar tüm gözleri doldurmaya başlıyor.Anaarı ne kadar kabiliyetli olsa da artık yumurta atmaya yer bulamıyor.Zaten tüm petekler doldu mu arıda rahatlar.salkım moduna giren arı artık hareketleri yavaşlıyor.Havalar soğuyor ve kış boyu çıta başı bir buçuk kilo şeker verilmiş kovana nisan ayına kadar dokunmuyorlar.Yani kış ve bahar beslemesi diye bir kültürleri yok.Birde bu arı kışın vıcık vıcık kovan arı dolu baharda da aynı çıkıyor.Birde bizdeki arıcılığı lütfen siz kıyas edin.Varmı şimdi 10-15 çıta arılı kovanı olan,bende yok sizi bilmem.Almanya da ki bir yılın küçük bir özetini anladığım kadarıyla yazmaya çalıştım.Herkese kolay gelsin.


http://bengittim.blogspot.com/2008/10/renmeye-devam-ediyoruz.html